En Güzel 5 Futbolcu Eşi

Bugün bir değişikliğe gidip ve biraz da göze hitap etmesi açısından futbolcuların gündemde olan eşleri ya da sevgililerinden oluşan bir paylaşım yapalım istedim. Medyanın sürekli gündeminde yer alan ve güzellikleriyle sadece erkeklerin değil hemcinslerinin de dikkatini çeken güzellere bir göz atalım istedim.

Cristiano Ronaldo'nun geçtiğimiz yıllarda İrina Shayk'tan zorunlu şekilde ayrılmasından sonra malum Rus mankenin de popülaritesi azaldı ve artık daha az karşımıza çıkar oldu. O yüzden İrina'yı listeme dahil etmediğim 5 tane güzel futbolcu eşini paylaşmak istiyorum.

Hazırsanız başlayalım...

NUMBER 5 :

Yolanthe Cabau Sneijder - Wesley Sneijder'in eşi

NUMBER 4 :

Edurne Garcia - David de Gea'nın kız arkadaşı

NUMBER 3 :

Sam Cooke - Chris Smalling'in kız arkadaşı

NUMBER 2 :

Georgina Dorsett - Tom Cleverley'in nişanlısı

NUMBER 1 :

Ann Katrin Brömmel - Mario Götze'nin kız arkadaşı

Sizlerin de yorumlarını ve "burada olmalı" diyeceğiniz tercihlerinizi bekliyorum...

Good Bye Legends...

Premier Lig deyince son 15 yılda efsane diyebileceğiniz 5-6 tane isim akla gelir :

Gerrard, Lampard, Terry, Giggs, Scholes...

Giggs ve Scholes futbolu bıraktılar. Kalan 3 isimden ise sadece bir tanesi yani Terry, Premier Lig aktif futbol hayatına devam edecek. Gerrard ve Lampard ise önümüzdeki sezondan itibaren Amerika'nın yolunu tutacak. Belki de efsane oldukları kulüpteki gibi ateşli taraftarları olmayacak ma onlar profesyonellik derslerini orada da vermeye devam edecekler.

La Liga'da ise 2000'li yılların en başarılı futbol takımı Barcelona'nın maestro'su Xavi Hernandez de Katalan kariyerini noktalayarak yeni coğrafyalara daha doğrusu emeklilik ikramiyesini almak üzere Katar'ın yolunda terleme kararı aldı.

Şüphesiz son 15 yıla büyük damga vurmuş bu 3 efsanenin Avrupa macerasının sona ermesi, son yıllardaki efsanelerin bir bir kıtayı terk etmesi beklenen bir gerçek olsa da futbolseverler için büyük bir kayıp.

Alkışlar size olsun emektar delikanlılar...

Güle güle liderler, güle güle gerçek efsaneler, yolunuz sonuna kadar açık olsun...

No Pirlo No Party

Adına t-shirtler basılmış bir futbol efsanesi... ANDREA PİRLO...

1994'te 19 yaşında Brescia'da başladığı futbol yolculuğunda CV'sine sırasıyla İnter, Milan ve Juventus kariyerlerini eklemesi dahi ayrı bir alkış ve takdiri hakeden bir sonuç. Del Piero ve Totti ile beraber İtalyan futbolunun son 20 yıldaki en iyi 10 numaralarından biri olan efsanevi futbolcu...

Juventus'ta bitireceği kariyerinin ardından Pirlo acaba hangi takımlı olarak anılacak? 10 yılını geçirdiği Milan'lı mı yoksa şimdiden 4 yılını verdiği Juventus'lu mu? Aslında rakamlar yalan söylemez. Bence de Milan'lı olarak anılmalı ama ne fark eder ki sonuçta? Giydiği her takımda yaptıkları ortada. Frikikleri, ara pasları, asistleri, estetik kokan golleri, müthiş futbol zekası ve kendine has karizması ile asla unutulmayacak ve yerinin doldurulması çok zor bir futbol dehası o...

Pirlo'nun sahada olmadığı maçlarda takımının ne kadar zorlandığı çok açık ortada. o yüzden NO PİRLO NO PARTY...

Futbol efsanelerini sırayla önlerinize getirdiğimiz bu platformda şimdi de Pirlo galerisine hep beraber bir göz atalım...

1990 Dünya Kupası'nda Batı Almanya

1986 Dünya Kupası Finali'nde Arjantin'e kaybeden Batı Almanya, 1990 İtalya Dünya Kupası'nda yine finalde karşılaşacağı Maradona'lı Arjantin'i bu defa geçer ve kupayı 3.kez müzesine götürür. O zamanlar tabii ki çıkartmalı albümler çok modaydı ve aşağıda da bunun en güzel örneğini görmektesiniz. 

Nostaljik Futbol adına tarihin en güçlü Almanya takımlarından biri olan Batı Almanya'nın futbolcularını hatırlayalım istedim. Kalede İllgner ve Aumann'dan savunmadaki Augenthaler, Brehme ve Matthaus'una... Esas güçlü olan hücum hattında ise Möller, Klinsmann, Hassler, Völler, Lıttbarski ve Riedle'sine kadar tam anlamıyla bir 'Alman tankı' görünümündeki tarihin en iyi jenerasyonlarından bir takım...

1986 ve 1990 Dünya Kupası'nda 2 kez üstüste final oynayıp 1 kez kupanın sahibi olmak asla bir tesadüf değil. Kadrodaki isimlerin tamamının Almanya ve İtalya'da futbol hayatlarını sürdürmesi de ilginç bir ayrıntı olsa gerek. Özellikle o zamanki Brehme, Matthaus ve Klinsmann'lı İnter'in gücünü düşünemiyorum bile :) 1991'de o zamanki UEFA Kupası'nı kazanmaları da çok normal olsa gerek... Ayrıca Almanya'da her zamanki gibi Bayern Münih ağırlıklı bir kadro olsa da o zamanın şartlarında Köln takımında oynayan Illgner, Hassler ve Lıttbarski'nin Bayern karşısında ciddi bir tehdit oluşturduğunu da eklemeliyiz. O dönemi de araştırdığımızda Köln takımının 89 ve 90'da Bayern Münih'in ardından 2 kez Bundesliga'yı 2.bitirmiş olduğu bilgisine rastlıyoruz...

Gruplarda Yugoslavya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kolombiya'nın olduğu D grubunu lider tamamlayan Almanların 2.turdaki rakibi ise Hollanda olur. Tarihi San Siro Stadı'nın evsahipliği yaptığı muazzam maçta o unutulmaz Völler - Rijkaard 'tükürük olayı' ise hala akıllarda. 22.dakikadaki bu olayla beraber Riijkard'ın atılması Almanların işine yarayacaktı. Gullit ve Van Basten'in artık ekstra işler yapması gerekecekti ama nafile.  Klinsmann ve Brehme ile 2-0'ı yakalayan Almanlara Roneld Koeman ancak son dakikadaki penaltısıyla karşılık verebilecek ve Batı Almanlar çeyrek finalde Çekoslavakya'nın rakibi olacaktı.

Efsane hakemlerden Avusturya'lı Helmut Kohl'un yönettiği karşılaşmada rakibini Matthaus'un penaltı golüyle deviren Almanların yarı finaldeki durağı ise tarihlerinde önemli rekabetler yaşadıkları Lineker'li, Platt'lı, Gascoigne'li İngiltere olacaktır. 90 dakikası Brehme ve Lineker'in karşılıklı golleriyle tamamlanan maç penaltılara kalacak ve Almanlar, 1986 Arjantin Dünya Kupası'nda olduğu gibi ikinci kez üstüste finale uzanacaktır...

Finalde Maradona'lı, Burruchaga'lı, Caniggia'lı Arjantin var ama bu defa Almanlar rövanşı almanın peşinde. Roma olimpiyat Stadı'nda oynanan karşılaşma uzatmalara gidecek derken 10 kişi kalan rakibi karşısında 85'te Brehme ile penaltıdan golü bulan Batı Almanlar bu defa kupanın sahibi oldular. Bu tarihi jenerasyon bu kupayı sonuna kadar hak etmişti. 

Turnuva genelinde attığı 4 gol ile takımını maestro gibi yöneten Lothar Matthaus ve 3'er gollü Klinsmann, Brehme ve Völler kupanın kazanılmasında kilit rol sergilediler. 'Altın Top' ve 'Altın Ayakkabı' ödülü (6 gol) ise İtalyan Schillaci'ye gitti. 

Dünyanın En İyi Frikikçisi : Juninho Pernambucano

"Gelmiş geçmiş en iyi frikik atan futbolcu kim" diye sorsam ne dersiniz? Roberto Carlos, Beckham, Pirlo, Ronaldinho, Rivaldo, Del Piero, Zidane, Cristiano Ronaldo... Ya da kim? 

Tamam kabul ediyorum, yukarıdaki isimler alanında çok değerli futbolcular ama benim cevabım HİÇBİRİ...

Bence gelmiş geçmiş en iyi frikikçi açık ara Juninho Pernambucano...

Lyon formasını giydiği 2001 - 2009 yılları arasında toplam 107 gol atan bunların tam olarak 53 tanesini frikikten kaydeden bir duran top ustası. Evet yanlış duymadınız 53 tane frikik golü. Şaka değil gerçek. Şampiyonlar Ligi'nde ise 10 tane frikik golü var. O kesinlikle gelmiş geçmiş en iyi frikikçi...

Frikikleri penaltı edasıyla atan, yeri geldiğinde mesafe tanımaksızın 35 metreden daha fazla uzaklıktan kaleye mermi gibi şut atan, falsolu frikikleri ile eşi benzeri olmayan bir futbol cambazı. Brezilyalı yetenek, muhteşem vuruş tekniği ile aşağıda izleyeceğiniz frikik golleri ile onu tanıyan ya da az tanıyanlara kendisini yeterince ispat edecektir.

Bazı frikikleri karşısında hayretler edip tekrar başa alıp izleyeceğiniz videoda şimdiden iyi seyirler...

İtalyan Efsanesi : Alessandro Del Piero

Onu anlatmak haddime değil. İtalya Futbolu'nda son 20 yılın en kariyerli futbolcusu kim? diye sorsanız tabii ki ilk olarak onun adını söylersiniz. Tam 19 sene formasını giydiği Juventus'ta sayısız kupa, gol krallığı ve başarı elde etti. Futbolun en üst mertebeleri olan Dünya Kupası ve Şampiyonlar Ligi Şampiyonluklarını kazandı. Serie A'nın frikikten en çok gol atan oyuncusu hala kendisi...

Kariyerinin sonlarında Avustralya ve Hindistan tecrübesi yaşasa da o her daim Juventus tarihinin belki de en büyük futbolcusu olarak anılacak...




Şike skandalı ile Serie B'ye düştüğünde gemisini terk etmedi, takıma tutundu. Serie B'de dahi gol kralı oldu. Her daim büyük futbolcularla oynadı. Juventus tarihinin en çok gol atan futbolcusu ünvanını ise 2006 yılında aldı. Karizması, top tekniği ve usta frikikleri ile asla unutulamayacak ve yeri doldurulamayacak kadar değerli bir efsane...

ALESSANDRO DEL PİERO...

Ünlü Futbolcuların Gençlik Zamanları

Her biri zamanla Avrupa'nın prestijli takımlarına transfer oldular. Ama onlar da ilk zamanlarında orta ya da küçük ölçekli takımlarda yarınları için çok çalışıyorlardı. Yetenekleri ve çalışma azimleri onları, çocukken rüyalarına giren takımların formalarını giydirecekti. Rüyaları da zaten çok geçmeden oluverdi. Artık dünyanın dev takımlarında forma giyiyorlardı ve herkes tarafından da ilgi ve merakla takip ediliyorlardı. Kimileri gittiği dev takımda efsane oldu, kimileri takımında derin izler bıraktı, kimileri de gömlek değiştirir gibi takım değiştirdi.

Ama içlerinden birkaçı vardı ki onlar sadece tek bir takımın formasını giymişlerdi. Giggs gibi, Gerrard gibi, Maldini gibi, Totti gibi... Onlar kulüplerinin bayrak oyuncularıydı, vazgeçilmezleriydi, takımlarının en kötü günlerinde daima ayakta duran neferleriydi.

Liste bir hayli uzun, öyleyse her birinin ayrı ayrı yazılacak kariyer hikayeleri olan bu ünlü futbolcularla gelin tarih yolculuğunda bir tur düzenleyelim ve arşivimizde ne var ne yok dökelim :

Nistelrooy - PSV Eindhoven

Baggio - Fiorentina

Bale - Southampton

Ronaldo - PSV Eindhoven 1999

Van Persie - Feyenoord

Owen - 15

Maldini - 17

Larsson - Celtic

Ljungberg - Halmstads

Di Matteo - Chelsea

Diego - Porto

Albertini - Padova

Rooney

Ballack - Köln

Totti

Shevchenko - Dinamo Kiev

İniesta

Messi

Simeone - A.Madrid

Zidane - 19

Kluivert - Rijkaard

Steven Gerrard

Ryan Giggs