20 Kasım 2014 Perşembe

Efsane Oyun CM : 01-02

Bir gençlik, Championship Manager oyunu ile büyüdü desek doğrudur. Sabahlara kadar devam eden sezonlar, kafalarda kurulup internet kafelerde oluşturulan kadrolar, meraklı gözlerle tribün havasında takip edilen maçlar.. Sevinçler, üzüntüler, bir daha ki sezona daha hırslı hazırlanmalar...

Hepsi bundan 12-13 sene öncesinde yaşandı ama inanın hala az da olsa izleri sürmekte. Boşuna efsane oyun yakıştırması yapılmıyor. CM 01 - 02, yaşı 30 ve üzerinde olan birçok futbolseverin başucu oyunuydu. Oyundan da ziyade en çok vaktini geçirdiği yaşamsal bir olaydı...

Bugün sizleri yıllar öncesine götürecek ve bir kariyer maceramı paylaşacağım. Oyunu hatmedenler bilirler, oyunun en güçlü 5 takımı Roma, Lazio, Arsenal, Manchester Unıted ve Milan'dır. Bu 5'liyi ilk yıllarında özellikle sahalarında yenmeniz çok ama çok zordur. Yani rakip 10 kişi dahi kalsa sizi yenebilir - ben çok şahit oldum - Roma'da Montella, Batistuta, Totti... Lazio'da Crespo, Nesta, Fiore... Milan'da Shevchenko, İnzaghi, Rui Costa... Arsenal'de Henry, Bergkamp, Vieira, Pires... MANU'da Nistelrooy, Veron, Beckham ve Giggs... Neresinden bakarsanız bakın, her tarafları tehlike ve inanın bir sezon boyunca gol atmamış ya da 1 - 2 gol atmış futbolcuların da sizin maçlarda bolca gol atması ya da aslan kesilmesi sadece size has bir durum değil, oyunun mantalitesi zaten bu...

Ben çocukluğumdan bu yana Avrupa'da Bayern Münih sempatizanıyım ve bugün bu takımın teknik direktörlüğünü yapacağım. Bunu yaparken de tabii ki bazı prensiplerim olacak. Oyun asla save edilmeyecek yani ara ara dahi olsa kaydedilmeyecek. Add Manager kesinlikle yapılmayacak. Avrupa'nın prestijli takımlarından transfer yapılmayacak. Misal yukarıdaki 5 takım ve onlara yakın profildeki takımlardan futbolcu almayacağım. Hedef konusuna gelince zaten Bundesliga Şampiyonluğu benim gibi kariyerli biri için başarı olmayacağı için tek hedefim Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu...






Lafı daha fazla uzatmadan 2001 - 2002 Bayern Münih kadromu paylaşıyorum. Taktik 5 - 3 -2 dizilişi ve yeni transferlerim; Van Bommel, Yepes, Kerr, West, Kallstrom, Costanzo, Chiotis, Barsom, Lunden... Yani ideal ilk 11'imde yeni transferlerden sadece Yepes ve Van Bommel olacak. Geleceğin 1 numaralı kalecisi Costanzo ve geleceğin en iyi 10 numaralarından Kallstrom ve yine gelecek 10 yıla damga vuracak Effenberg'in varisi Kerr de yedekler arasında. Fotoğraf paylaşımlarım ağırlıklı olarak en büyük hedefimiz olan Şampiyonlar Ligi'nden olacak. Haydi başlayalım :)


- TÜM FOTOĞRAFLARI TIKLAYARAK BÜYÜTEBİLİRSİNİZ... -

Geniş kadromuzu üst tarafta görüyorsunuz. Savunmadan Kuffour'u Kasım ayında satış listesine koyduk ve daha önceki tecrübelerimizden dolayı hemen Newcastle Unıted teklif yaptı ve bizde Kleron Dyer ile takasını istedik. Onlar da her zamanki gibi kabul ettiler. Fakat Dyer geldiğinde hala 3 aylığına sakat ama taktik dizilişimizde çok önemli bir yere sahip olacak. Onun gibi sprinter ve hem hücum hem de savunma anlamında başka bir kanat oyuncusu sanırım yok (Sagnol da müzmin yedek olacak)...

Lig orta şekerli başladı, Şampiyonlar Ligi'nde ise ilk gruplarda Rangers, Liverpool ve Feyenoord'un olduğu grupta Rangers'ı 6-0, Liverpool'u 5-0 yenmemize rağmen grup ikincisi olduk. Rangers maçında Scholl'un sakatlığında yaşlı kurt Effenberg'in 4 asisti dikkat çekti. Elber ve Pizarro muazzam formdalar. Hatta Elber,yurtdışı basında  "world class talent" yani dünyanın en iyi futbolcularından biri olarak gösterilmeye başlandı bile. Scholl ise sakatlanana kadar oldukça iyi bir performans gösterdi.

Bundesliga ve Şampiyonlar Ligi grup maçlarının arasına serpiştirilen Avrupa Süper Kupası maçını da zar zor penaltılarla Liverpool karşısında kazanarak ilk resmi kupamızı kazanmış olduk. Alanında tartışmasız dünyanın en iyi kalecisi Oliver Kahn saolsun :)



Şampiyonlar Ligi'nde ilk grupları ikinci bitirmemizin zararını ikinci gruplarda gördük ve tam anlamıyla "ölüm grubu"na düştük. Barcelona, Arsenal ve Roma :)

Zor günler bizi bekliyor...

Grubumuzda ilk maç; Rivaldo, Kluivert, Saviola'lı Barcelona deplasmanı. Böylesine bir ölüm grubunda Barcelona'dan 6 puan almak lazım ama ne mümkün. Zar zor 1 puanı (1-1) hanemize yazdırıyoruz ve Arsenal maçını bekliyoruz. O da ne? Arsenal 10 kişi kaldığı maçta "bir oyun klasiği"yle Almanya'dan beraberlik elde ederek bizi Roma gibi "kusursuz" bir takımın önüne atıyordu... İlk maçta Arsenal'in Londra'da Roma'yı 4-0 yenmesi ise bizim için iyi mi oldu, kötü mü oldu onu da zaman gösterecek...

Roma maçlarına 3 aylık bir zaman var ve şimdi lige konsantre zamanı. Ligde puan farkını açamasak da yeni yıla lider giriyoruz. Roma maçlarına kadar Dyer'in sakatlığı bitecek. Scholl, Effenberg ve Elber inanılmaz formdalar. Bommel, Jeremies ortasahanın etkili isimleri. Bekle bizi Roma, yakacağız seni :) 9 Ocak itibariyle 30 civarı maça çıktık. Sagnol sakatlandı ve yerine genç Hargreaves'i monte ettik ve çok iyi işler yaptı.


... ve işte budur. Roma'yı mabedinde yaktık. Maç öncesinde Scholl ve Pizarro gibi 2 as oyuncumuz sakattı. Onlarda ise Cafu yoktu. Scholl'un yokluğunda Kerr'i Bommel'in yanına koyduk, Effenberg'i de Scholl'un pozisyonunda oynattık. İlk yarıdan Kerr'in attığı golü maç boyu korumayı başardık ve 1-0 kazanarak altın değerinde bir galibiyet aldık. (Beyler kesinlikle maçtan önce oyunu save'lemiyorum) Rövanşa sakatlar da iyileşir kazanırsak Roma'yı saf dışı bırakırız...


Rövanşta Scholl ve Cafu iyileşip ilk 11'deki yerlerini aldılar. Oyuna atak yerine 'normal' pozisyonda başladık. İlk yarıdan yine Bommel'in asistinde Dyer'in golüyle öne geçtik. Kötü oynayan Effenberg'i 52'de çıkartıp Mark Kerr'i oyuna aldık. Yorulan Santa Cruz'un yerine genç yetenek Lunden'i sahaya sürdük ve skoru tekrar korumayı başarıp Roma'yı tarihe gömdük. Gönül ister ki, Roma ile gruptan çıkalım ve finalde tekrar karşılaşalım ama olmadı. Üzgünüm Totti, üzgünüm Batigol, üzgünüm Cafu :)

Sonraki maçta Barcelona'yı taraftarımız önünde alışageldiğimiz skorla 1-0'la geçince grup liderliği de garantilenmiş oldu. Son maçta Londra'da Arsenal'e son dakikada yediğimiz golle 4-3 kaybettik. Bu Arsenal umarım çeyrek finalde elenir yoksa işimiz çok zor. Bu arada Roma'nın çeyrek final dahi görememesinin tek sebebi sanırım BEN oldum ama oyunun seyri ve zevki açısından çok da iyi olmadı. Çünkü ben onlarla finalde karşılaşmak isterdim.

O kadar ballıyız ki çeyrek finalde Nantes çıktı karşımıza. Şimdilerde mazisini adeta mumla arayan Fransız ekibini geçmek normalde zor olmamalı, hadi bakalım...


Beklenen oldu ve Fransa'daki 1-1'lik maçın ardından Almanya'da alınan 4-1'lik galibiyetle yarı finale kaldık. Yarı finalde keşke Juventus yerine MANU da olsaydı ama olsun. Arsenal onları penaltılarla eledi. Juventus ise çeyrek finalde nispeten benim gibi şanslı bir eşleşmenin ardından Lazio'nun rakibi oldu.
Yarı finalde grup maçlarında bizi fazlasıyla zorlayan Arsenal ile eşleştik. İşimiz çok zor. Vieira, Henry ve diğerleri... Erken final gibi bir eşleşme. Her zamankinden daha fazla dikkatli olmalıyız... İlk maç sahamızda...

İlk maçta sahamızda baskın olan taraf bizdik ve bunun karşılığı olarak ilk yarıdan Pizarro'nun kafasından bulduğumuz golle 1-0 öne geçtik. İkinci yarıda da durum değişmedi, Arsenal savunma yaptı ve skoru kabullendi. Rövanşta atacağımız 1 golle artık final kapısını aralamamız gerekiyordu. Gene de Highbury'deki maç çok tehlikeliydi. Biz zoru severdik, yeter ki 10 kişi kalmayalım...


O da ne? Daha maçın başında Brezilyalı golcümüz Elber ile öne geçince ben artık bu iş "tamam" dedim. Devre bitmeden onlar Parlour ile beraberliği yakalayınca temkinli davranmaya başladım. Derken en kritik dakikada 45'te Kovac atılınca korktuğum başıma geldi. İkinci yarı çok stresli geçecekti belli olmuştu. İkinci yarının başında aynı senaryo ile tekrar Elber ile bir gol daha atınca attığım çığlıkları duymanızı isterdim. 10 kişiyiz ve deplasmanda 2-1 öndeyiz. Bundan iyisi olamazdı. Büyüksün ELBER...

Dakikalar geçmek bilmiyordu. Oyuncu değişiklikleri yaparak zaman kazanmaya çalışıyordum. Elenmem için onların 3 gol atması gerekiyordu. İyice savunmaya çekilmiştik. Derken o da ne? Önce 73'te savunmadan Sol Campbell, sonra da 78'de 'gizli golcü' Vieira ile onlar gol bulunca yine 'makus talih'im devreye mi girecek diye kara kara düşünmeye başladım. Kalan 12 dakikada yaptığım çeşitli taktik dizilişlerle oyunu soğutmaya çalıştım ve şansımın da yardımıyla 4.golü yemeyerek hak ettiğim şekilde finalde Lazio'nun rakibi oldum.


Finalde, Crespo'nun maç öncesi sakatlığının beni açıkçası biraz rehavete sürüklediğini de net bir şekilde söylemeliyim. Düşünsenize oyunun en tehlikeli 5 forvetinden biri olan Hernan Crespo bana karşı kesin yok. Ben ise tam kadro Hampden Park'tayım. Maç her şeye rağmen zor geçecekti. Uzatmalara dahi kalabilirdi. 

Daha 10.dakikada takımın en önemli isimlerinden Mehmet Scholl sakatlanınca 20'lik genç yetenek Mark Kerr'i oyuna alıp ortasaha kurgusunu değiştirerek 3'lü düzene geçtim. Amacım Lazio'yu orta alanda Kerr, Effenberg, Bommel ve Jeremies'le durdurmak ve kanatlardan Lizarazu ve Dyer'le gelip Elber ve Pizarro'ya yapacakları ortalarla gol aramaktı.

Scholl daha yeni çıkmışken Kerr ile hemen 14'te gol bulunca rahatlamıştım. Taktik dizilişi bozmayacaktım. İşler şimdi benim için daha da iyi olmuştu. Devre bu skorla tamamlandı. 58'de takımın asist canavarı yaşlı kurt Effenberg ile 2'yi bulduktan sonra Crespo'nun yokluğunda iyice kendime güven geldi. Elber ile farkı 3'e çıkarttığımda ise EN BÜYÜK BENİM diye haykırmaya başladım. Uzun zaman sonra bu kadar rahat bir Şampiyonlar Ligi Finali oynadığımı hatırlamıyordum.

... ve sonunda Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu kazanıldı. Bayern Münih'i aldığım ilk sezon her zaman bu başarıyı elde edemeyebiliyorum. Bazen son dakika golü ile bazen kırmızı kart penaltılarla kaybettiğim çok yarı final ve final vardır ama bu defa şans benden yana oldu ve doğru stratejilerle Avrupa'nın 1 numaralı kupasının sahibi olduk.

Zaman zaman değişik takımlarla yine kariyer yapmaya ve yine buradan paylaşmaya devam edeceğim. Takipte kalın CM'ciler :)

İşte yıl sonu fotoğrafları...











































7 yorum:

  1. Anılarımızı canlanırdınız çok teşekkürler, müthiş bir kariyer hikayesi olmuş...

    YanıtlaSil
  2. Mükemmel bir kariyer olmuş. Devamını bekliyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii ki, yeni kariyerle yakında burada olacağım. Siz konuları ve paylaşımları paylaşın yeter :)

      Sil
    2. Yeni bir kariyer bekliyorum sabırsızlıkla.

      Sil
  3. İnanılmaz bir oyundu, gençliğimizi hatırlattınız

    YanıtlaSil
  4. Güzel. Yalnız birşey var. Bayern Münih de en güçlü 4-5 takımdan biri. Öyle ki; onlarla karşılama öncesi gönderdiğim. Scout kar "açıkçası Bayern Münih dünya çapında çok güçlü bir takım ve hiç bir zayıf noktaları yok. İşimiz çok zor" demiştir.

    YanıtlaSil